loader image

GÜNEŞ GAZETESİ: “KÜSKÜN VE KIRGIN DEĞiLiM”

'KÜSKÜN VE KIRGIN DEĞiLiM'

Ak Parti 24’üncü dönem Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, milletvekilliğinin bir kader ve takdir olduğunu belirterek, siyasetçinin seçildiğinde sevindiği gibi, aday gösterilmediğinde de alınan karara saygı duyması gerektiğine vurgu yaptı. Şuan Gaziantep Üniversitesi’nde akademisyen olarak görev yapan Bakbak, ilerli yıllarda tekrar siyasete dönebileceğinin de ipuçlarını verdi.

Güneş Gazetesi ‘Sorulmayan Sorular’ ekibi Ak Parti eski Milletvekili Derya Bakbak’a konuk oldu. Ak Parti Gaziantep İl teşkilatı ile başlayan ve TBMM’ye kadar uzanan siyasi hayatını değerlendiren Bakbak, bu süreçte yaşadıklarını detaylarıyla anlattı.  Bakbak, milletvekillerinin maaşlarının abartıldığını, temayüllerin kaldırılması gerektiğini, paralel yapının çarpıtıldığını ve milletvekillerinin emir makamı olmadığını anlatırken, Gaziantepli kadınların her alanda öne çıkması gerektiğine dikkat çekti. 

 

DÜŞÜNCEM VE ÇİZGİM HİÇ DEĞİŞMEDİ

GÜNEŞ: AK Parti’nin düşüncesiyle, Derya Bakbak’ın düşünceleri örtüşüyor muydu? 

BAKBAK: Ben çocukluk ve gençlik yıllarımda çok fazla siyasetin içinde olan biri değildim. Ancak Ankara Gazi Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’ni kazandığımda orada okulların tavanları bütün gazetelerle kaplıydı. Yani öyle bir baskı vardı ki 1980’li yılların etkisinin yoğun bir şekilde yaşandığı yerdi Gazi Üniversitesi. Kimsenin siyaset açısından sağına soluna bakar bir durumu söz konusu olamıyordu. Tabi sayısal bölüm olduğu için bizde pek siyaset etkili değildi. Böyle bir baskının altında üniversite okudum. Düşünce ve çizgim hiçbir zaman değişmedi. 6 yaşındaki Derya muhafazakar ve vatanını seven biriydi ve bugün de aynı çizgideyim. 

 

TESADÜFLERLE SİYASETE GİRDİM

GÜNEŞ: Ak Parti ile tanışmanız nasıl oldu?

BAKBAK: AK Parti ile tanışmam Ahmet Uzer’in il başkanlığı döneminde il yönetimine girmekle oldu. Üniversitede de çok yoğun çalışıyordum. 2009 yılı idi.  Bir taraftan da GAGİAD’ta çalışmalarım sürüyordu. O zaman eğitim açısından da yüksek lisans eğitimim devam ediyordu. Gülsüm Avcı il yönetimine girmem için başvuru yapmamı rica etti. Ben de başvurumu yaptım ve il yönetiminde yer aldım. 

 

BAŞBAKAN İLE YÜZ YÜZE GELDİM 

GÜNEŞ: O  dönem sizi şaşırtan bir hadise yaşadınız mı? 

BAKBAK: Kongre günü o zaman başbakanımız olan Recep Tayyip Erdoğan da gelmişti. O gün hem açık öğretim sınavım vardı, hem kız kardeşimin çeyizi vardı. Aynı zamanda da kongremiz vardı. Ben kongreye gittim. Başbakanımızla diğer programlara katıldık ve o zaman başbakanımız il yönetimindekilerle tek tek toplantılar yaptı. O anki duyguyu asla unutamam. İlk defa başbakan ile yüz yüze gelmiştim. Bana kim olduğumu, ne iş yaptığımı sordu. Ben de kendimi anlattım. Tabi heyecanlı bir ortamdı. Karşınızda başbakan var ve siz çok mutlusunuz. Bu heyecan olarak da size yansıyor. O ana kadar yapılanları siyaset saymıyorduk açıkçası. 

 

AK PARTİ ÜZERİNE CİDDİ OYUNLAR OYNANDI

GÜNEŞ: Ak Parti çok kritik süreçle yaşadı. Sizce bunun nedeni ne idi?

BAKBAK: Ben siyasi açıdan Turgut Özal zamanını hep sevmişimdir. Siyasi açıdan beni etkileyen arena o olmuştu. Adnan Menderes’i siyasi açıdan değerli buluyorum. Tabi o döneme yetişmedik ama o dönemi araştırdığım için böyle söylüyorum. Ama maalesef o dönemde milletimiz çok çabuk kandırıldı ve bu süreçler güzel sonuçlandırılmadı. Bizim milletimiz açısından özelikle eğimime önem vermemiz gerekiyor. AK Parti üzerinde de çok ciddi oyunlar oynandı. Algı operasyonlarına izin verilmemesi gerekiyor. Başkalarının lafları ve sözleri ile kararlar değişmemeli. Bunu da ancak eğitimle sağlayabiliriz. Etrafta bu kadar ateş çemberi varken neden iki seçim olsaydı ki. İnsanlarımızın tercihi belliydi ama laf ve söz ile birtakım oyunlar oynandı. Ama neticede millet yine doğru kararını verdi.

 

TEMAYÜL PARTİYİ YIPRATIYOR

GÜNEŞ: Ak Parti Milletvekili adaylarını  önce temayül seçimlerine tabi tutuluyor. Bu doğru bir yöntem midir?

BAKBAK: Adaylık dönemi çok zor bir süreçtir. Temayül olayının teşkilatı yıprattığını düşünüyorum. Ben bunu genel merkeze de söyledim. Herkes birbirine bir anda düşman olabiliyor. Ama çok değerli bir abimin bana cesaret veren lafı, ‘bir kızı bin kişi ister ama bir kişi alır’ olmuştu. Ben milletvekilliğine aday oldum ve kadınlar içinde temayülde ikinci oldum. Ama o süreç gerçekten çok zor. 

 

DERS ÇALIŞIRKEN MİLLETVEKİLİ OLDUĞUMU ÖĞRENDİM

GÜNEŞ: ‘Derya Bakbak ailesi ve akrabalarının çevresi ile Milletvekili oldu’’ diyenler oldu. Gerçekten öyle mi?

BAKBAK: Benim milletvekili olmamda ailemin tanındık bir aile olmasının etkisi yok. Çünkü ben hiçbir zaman ailem şudur demedim. Ben milletvekili olduğumda birçok kişi nasıl bir ailemin olduğunu bilmiyordu. Ben kendi eğitimimle ve özgeçmişimle adaylığa alındığımı ve milletvekilliği olduğumu düşünüyorum. Ben evde ders çalışırken milletvekili adayı olduğumu öğrendim. Aday olacağımı beklemiyordum. Milletvekili seçileceğim hususunda asla şüphem olmadı. Ben en az 8 milletvekilini kesin çıkarırız diye düşünüyordum zaten.

 

UYUMLU VE DONANIMLI BİR KADROMUZ VARDI

GÜNEŞ: Milletvekilleri olarak zaman zaman görüş ayrılıkları oluyor muydu?

BAKBAK: Benim dönemimdeki milletvekili arkadaşlarımızın hepsi kendi alanında başarılı arkadaşlardı. Bu tür durumlarda yetki karmaşası yaşamıyorsunuz. Ben de kendi mesleğime yakın olarak çevre kültür, bayındırlık ve imar konularında daha ön plandaydım. Vatandaşla iç içe olma gibi bir politikamız her zaman vardı. Bunu yerine getiriyorduk. İnsanların sorunlarını sıkıntılarını dinliyorduk. Onlara yardımcı olmaya, nerede bir sorun varsa onu çözmeye çalışıyorduk. 

 

ASLA ÖTELENDİĞİMİ HİSSETMEDİM

GÜNEŞ: kadın olmanız nedeniyle bazı handikaplar çıktı mı karşınıza?

BAKBAK: Ben kadın bir siyasetçi olarak ve  asla kadın olduğum için ötelendiğimi hissetmedim. Her ortamda yer aldım ve kadınların asla ötelendiğini görmedim. Zaten AK Parti kadınlara ayrı bir gözle bakan bir parti değil. Kadın erkek ayrımı gibi bir sıkıntıyı asla yaşamadım. Bütün çalışma ve organizasyon işlerinin içinde çalıştım. Hiçbir zaman kadın olduğum için diğer siyasetçilerden daha geride olduğumu düşünmedim. Birlik beraberlik anlamında sürekli istişare ve birlikte çalışma düşüncesi ile hareket ettik. Asla yalnız kalmadım. Ayrıma tabi olmadım.

 

‘KEŞKE’ DİYECEĞİM BİR ŞEY YOK

GÜNEŞ: Milletvekilliği süreci bittiğinde ‘keşke’ dediğiniz oldu mu?

BAKBAK: Benim 4 yıllık milletvekilliği sürecimin ardından keşke dediğim olmadı. Çok şükür vicdanen rahatsız olduğum hiçbir durum yok. Sürekli olumlu telefonlar aldım, hep teşekkür aldım. Geride hoş bir izlenim bırakmış olmak kadar güzel bir şey yok. Benim olduğum ya da olmadığım yerde hakkımda iyi şeylerin konuşuluyor olması, çaba sarf ettiğimin söylenmesi o kadar güzel bir şey ki. Bundan büyük mutluluk ve birikim olamaz. Ben hep olumlu duyumlar aldım. Çarşıda ya da bir yerde beni gören vatandaşlar bana gelip sizi Derya Bakbak’a benzetiyorum diyor. Sonra benim deyince benimle güler yüz ile mutlu bir şekilde benimle sohbet ediyorlar. Bu çok önemli ve güzel bir duygu.

 

KIRKINLIĞIM VE KÜSKÜNLÜĞÜM YOK

GÜNEŞ: Aday gösterilmediniz. Hiç kırgınlığınız yok mu?

BAKBAK: Milletvekili olsam sevinirim tabi. İlk aday olduğumda milletvekili olacağımı düşünmüyordum. Şimdi de milletvekili olma olasılığım çok yüksekti ama olmadım. Bunun her ikisi de Allah’ın bir takdiridir. Ben o görev verildiğinde de alıp başımın üstüne koydum, milletvekili olamadığımda bunu da alıp başımın üstüne koydum. Her olayda bir hayır olduğuna inanırım. Benim milletvekili olmam da bir takdirdi, şimdi olmayışım da bir takdir o yüzden benim bir kırgınlığım ya da küskünlüğüm yok. Bizim bildiğimizin ötesinde gören bir güç var. Ben o yüzden bu durumu Allah’ın bir takdiri olarak görüyorum.

 

FATMA ŞAHİN’DEN DESTEK GÖRDÜM

Milletvekili olduktan sonra da hiç zorlanmadım. Çünkü gençlik kollarından teşkilatın ana kadrosuna kadar herkesi çok iyi tanıyordum.  Gaziantep’te sanayicisinden esnafına birçok kişiyi tanıyordum. Köylerde muhtarlara kadar herkesi tanıyordum. Bana bu açıdan garip gelen bir durum yoktu. Ankara’ya da Fatma Şahin’in orada etkin olması ile gidip geliyordum. Tabi herkesi tanıyor olmamız ve önceki çalışmalarımız bize çok fayda sağladı. Sadece Ankara bürokratların tanımıyorduk ama zaman içinde ziyaretlerle onları da tanıyorsunuz. Sorun gelip de çözüme gidince, çözüm bulabileceğinizi de anlıyorsunuz ve iş yapmakta önünüz daha da açılıyor. 

 

GAÜN’E VEFA BORCUM VARDI

GÜNEŞ: Hiç ara vermeden hemen üniversiteye döndünüz. Bunun özel bir nedeni var mı?

BAKBAK: Milletvekilliği sürecim devam etse yine kendi alanımda çalışmalarıma devam ederdim. Kendi mesleğimle ilgili çalışmalar yapınca daha katkılı olacağımı düşünürüm. Benim faydam bu konuda daha fazla olacaktır. Ben her zaman AK Parti’nin yanındayımdır ve elimden gelen desteği her zaman sağlarım. Ama şu anda akademisyenlik alanında ilerliyorum. İlerleyen zamanlar bizim için ne gösterir bilinmez. Ama ben kendimi bilime, öğrencilere bildiklerimi anlatmaya, bende büyük emekleri veren Gaziantep Üniversitesi’ne hizmet etmeye verdim. Bu yönde memleketime ve ülkeme hizmet etmek istiyorum. Şimdi büyük bir yoğunlukla bu alandaki çalışmalarımı yapıyorum. Geleceğin genç nesillerini yetiştirmek, ciddi araştırmalar yapmak güzel bir duygu.

 

BELEDİYE BAŞKANLARIMIZDAN TEKLİF ALDIM

GÜNEŞ: Gaziantep yerel yönetimlerinden ‘gel birlikte çalışalım’ diyen başkanlar oldu mu?

BAKBAK: Şehrin belediye başkanlarından samimi olarak arayıp şehircilik ve imamlaşma konusunda çalışma teklif edenler oldu. . Milletvekili görevim sonlandı ama şimdi yine bir yere desteğimiz olacaksa bunu asla esirgemeyiz. Fatma Şahin de bana bir teklifte bulundu. Ama buranın benim üzerimde çok emeği var. 5 yıl yüksek lisansım sürdü. Sonra 4 yıl da doktoram sürdü. Mimarlık fakültesinin çok ciddi bir hoca ihtiyacı vardı ve benim verimli olacağım yerin burası olduğunu düşündüm. Benim burada olmam gerekiyordu. Oldukça da yoğun çalışıyoruz. Belki de benim belediyelere götüreceğimiz teklifler ilerleyen zamanlarda olabilir.

 

MADDİ AÇIDAN EŞİMDEN DESTEK ALIYORDUM

GÜNEŞ: Milletvekili maaşları hep tartışma konusu olmuştur. Maaş size yetiyor muydu? 

BAKBAK: İnsanların dilinde sürekli dolaşır milletvekili maaşları ama ciddi anlamda o paranın çok konuşulmasına gerek yok. Milletvekilinin kendi memleketinde bir çalışmasının ve düzeninin olması gerekiyor. Aynı zamanda da Ankara’da bir düzeniniz olacak. Her iki şehirde de ayrı ayrı aracınızın ve evinizin olması gerekiyor. Tabi bunların bir gideri oluyor. Gelen giden misafirleriniz oluyor. Bunlarla yemek yiyorsunuz. Uçak masraflarınız oluyor. Her hafta bir Ankara Gaziantep yolculuğunun dışında haftada 3 geliş gidiş şeklinde uçak masrafınız oluyor. Yani gider çok fazla oluyor. Çoğu zaman eşimden maddi destek alıyordum. 

 

ÇOK İLGİNÇ TALEPLER ALDIĞIM OLUYORDU

GÜNEŞ: Miilletvekiliği sürecinde aldığınız en ilginç teklif ne idi?

BAKBAK: Beni Gaziantep’ten bir kadın aramıştı. ‘Evimi fareler bastı. Ne yapacağım bunu?’ dedi. Önce birinin bana şaka yaptığını düşündüm ama kadın gayet ciddiydi. Evinizi basan fareler konusunda belediyeden yardım isteyebilirsiniz, kanalizasyon sorunu yaşıyor olabilirsiniz dedim. Ama bu olaya çok gülmüştüm.  Beni en çok üzen şey ise bir ev ziyaretinde sular içinde yerin altındaki bir odada yaşayan aileydi. Ona daha sonra bu konuda yardımcı olmuştuk ama benim çok üzüldüğüm bir şeydi bu.

 

MİLLETVEKİLİ EMİR MAKAMI DEĞİLDİR

GÜNEŞ: Milletvekilleri toplumda nasıl bir algıya sahip. Gözlemleye bildiniz mi?

BAKBAK: Milletvekilleri bazen garip talepler yüzünden kendi işini yapamaz hale gelebiliyor. İnsanlar bazen, seni ben seçtim ve sen benim istediğim her şeyi yapmak zorundasın gibi davranıyor. Oysa biz bir işin yapabilirlik durumunu araştırıp faydalı bir durum sağlayacaksak bu işi yaparız. Ama kalkıp kimsenin kimseye emir verir gibi davranmaması gerekiyor. Vatandaş, milletvekilinin asli görevinin meclis çalışmaların olduğunu bilmesi gerekiyor. Her hafta Ankara’ya gittiğimizde gelecek kanun önümüze geliyor. Onunla ilgili çalışma yapıp bunların araştırmasını yapmamız gerekiyor. 

 

HAK EDEN BÜROKRATA REFERANS OLDUK

GÜNEŞ: Peki sizin dönemde partiye yakın diye referans olduğunuz bürokrat oldu mu?

BAKBAK: Bizim milletvekilliği dönümümüzde işlerimizi tıkayan bir daire ya da birim yoktu. Yani bunlar hep düzene binmişti. Bizim milletvekilliğimizin özellikle son zamanlarında ciddi anlamda tanıdığımız insanlardan ziyade liyakate çok önem verdik. Doğru insanı çok ciddi şekilde araştırıyorduk. Kurumları tıkayan durumlarda hep birlikte fikir birliği ile konuşuyorduk. Kendi yakın akrabam olsun da bir yere gelmek istesin gibi bir durum olmuyordu. Hep o kurumu hak eden kişi üzerinde diğer milletvekili arkadaşlarımızla mutabık oluyorduk.

 

İLLEGAL TALEPLERLE KARŞILAŞMADIM

GÜNEŞ: Size illegal bir teklif yapan oldu mu?

BAKBAK: Benim Derya Bakbak olarak hangi konulara müdahil olacağımı herkes çok iyi bildiği için herhangi bir usulsüzlük talep ile karşı karşıya kalmadım. Çünkü herkes benim illegal ve yanlış bir işe girmeyeceğimi çok iyi biliyordu.

 

PARARLEL YAPI ÇARPITILMAMALI

GÜNEŞ: Paralel yapı konusunu nasıl değerlendiriyor sunuz?

BAKBAK: Paralel yapı konusuna herkesin olduğu gibi ben de çok keskin bakıyorum. Devletin içinde bir yapılanmaya asla müsaade edilemez. Böyle bir şeye tahammülümüz olamaz, ama bu konu biraz çarpıtılıyor. Aynı işyerinde çalışan diyerek örnek verecek olursak, birisi diğerinin ayağını kaydırmak için ona paralel yaftası yapıştırabiliyor. Bunun yapılmaması gerekir. Tüm bakanlıklarda ve kamu kurumlarında bu konu var. Kuru ile yaş birbirine karışıyor. Bunun çözümü de iyi araştırıp irdelemekten geçiyor. Benim inancım Allah’a olan inancımdır. Bu benim siyasetimle ilgili bir durum değildir. Ben AK Partili olmak için Allah’a inanmam. Allah’a zaten inanmam gerekiyor. Siz ülkenize faydalı olmanız için siyasi kanadınızı seçersiniz bu ayrıdır. Ama inanç konusu ayrıdır. Siyasi algın ile parti ile Allah inancının ayrı tutulması gerekiyor.

 

KADINLARIMIZ TECRÜBELERİNİ ORTAYA KOYMALI

GÜNEŞ: Gaziantepli kadınlara nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?

BAKBAK: Gaziantepli kadınların siyaset arenasında yer alması adına hepsinin elini taşın altına koyması gerektiğine inanıyorum. Gaziantep’te çok iyi yabancın dili olan, eğitimini üst düzey almış çok kapasiteli kadınlarımızın, kızlarımızın olduğunu biliyorum. Üniversitelerimizde yetişen çok kapasiteli iyi yetişen kızlarımızın olduğunu kadın akademisyenlerimizin olduğunu görüyorum. Siyasete girecek kadınların illa maddi durumunun iyi olması gerekmiyor. Bunu kadınlarımız böyle bilmeli. Kadınların her meslek grubunda ve her alanda bulunması gerektiğine inanıyorum. Mesela doktorlukta ün yapmış bir kadın, mühendislikte ün yapmış bir kadın gibi her alanda ün sağlamış başarılı kadınlarımızın olması gerekiyor. Bugün Fatma Şahin, Özlem Müftüoğlu ve Derya Bakbak bu memlekette milletvekili olabildiyse bu sayı neden daha da artmasın. Her kadınımızın bu ülkeyi kalkındırma adına çorbaya tuz katabileceğine inanıyorum. Tüm kadınlarımız ve kızlarımız kapasitelerini iyi kullanıp her alanda başarılı olabilirler. Bunu iyi kullanmamalılar.

dbLogoBeyaz doçent copy
akp

© 2024. Tüm Hakları Saklıdır. Sitede bulunan hiçbir materyal izinsiz kullanılamaz.